top of page
Yazarın fotoğrafıCihan BOLAT

İthalatçının ve/veya Üreticinin Ayıplı Mal Sebebiyle Tüketiciye Karşı Sorumluluğu


İTHALATÇININ VE/VEYA ÜRETİCİNİN AYIPLI MAL SEBEBİYLE TÜKETİCİYE KARŞI SORUMLULUĞU 

Günümüzde farklı ülkelerde üretilen ürünler çeşitli şekillerde  ülkemize gelmekte ve bu ürünler tüketiciye ulaşma sürecinde belirli piyasa aktörlerinden geçerek tüketiciye ulaşmaktadır. Dolayısıyla bu gibi durumlarda satın alınan malın ayıplı çıkması sonucunda hangi hukuki yollara başvurabileceğimizi ve ayıplı maldan dolayı kim ve kimlerin ne şekilde sorumluluğunun doğduğundan  bahsedeceğiz. AYIPLI MAL SEBEBİYLE TÜKETİCİYE KARŞI SORUMLULUK

tornavida, ingiliz anahtarları ve benzeri tamirat araçları

6502 sayılı Tüketici Kanunu'nun 11. maddesinde malın ayıplı olması halinde tüketiciye belirli seçimlik haklar tanınmıştır. Tüketiciye tanınan hakları sıralayacak olursak


  1. Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi

  2. Malın ayıpsız misli ile değişim

  3. Ayıp oranında bedelde indirim

  4. Ücretsiz onarım


şeklindedir. Malın ayıplı olması durumunda 6502 Sayılı tüketici kanuna göre tüketici bu 4 seçimlik haktan istediği birini kullanabilir.


sözleşme imzalayan bir insan

Seçimlik haklarından kullanılmasından ötürü sorumlu olan kişiler kullanılan seçimlik hakka göre değişiklik gösterecektir. 6502 sayılı tüketici kanununa göre parasal talepler olarak nitelendirilen ''Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi'' ve ''Ayıp oranında bedelde indirim hakkı'' sadece satıcıya karşı ileri sürülebilmektedir.


Parasal omayan talepler olan  ''Malın ayıpsız misli ile değişim'' ve ''Ücretsiz Onarım '' hakkı satıcıyla birlikte üretici be ithalatçıya karşı ileri sürülebilmektedir. Parasal olmayan talepler başlığı altındaki seçimlik haklardan satıcı üretici ve ithalatçı  müteselsilen sorumlu olacaktır.


Seçimlik haklar yenilik doğurucu bir hak olması sebebiyle seçimlik haklardan biri kullanıldığında kural olarak kanun koyucun verdiği diğer haklar kullanılamamaktadır. Bu durumun bir istisnası bulunmakta olup 6502 sayılı tüketici Kanunu'nun 56/3. maddesinde belirtlilmiştir. Madde hükmüne göre  malın ayıplı çıkması sonucu tüketici ücretsiz onarım hakkını kullandıktan sonra  malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde tüketici yukarıda sayılan seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı tüketicinin bu talebini reddedemez.Tüketicinin talebi yerine getirilmemesi durumunda diğer seçimlik haklarının kullanımında üretici, ithalatçı ve satıcı müteselsilen sorumludur.


cansız mankenlerin olduğu giyim mağazası fotoğrafı

İTHALATÇININ VE/VEYA ÜRETİCİNİN AYIPLI MAL SEBEBİYLE TÜKETİCİYE KARŞI SORUMLULUĞU SONUÇ

Sonuç olarak bir örnek vermek gerekirse; A marka telefonun B marketinden satın alınması sonucu telefonun ayıplı çıkması durumunda, tüketici kanunda sayılan 4 seçimlik hak olan haklardan birini kullanacaktır. Parasal olan talepler kısmında sayılan ''Ayıp oranında bedelde indirim'' ve ''Sözleşmeden dönme ve bedel iadesi'' haklarından birinin kullanımında 6502 sayılı kanunun 56/3. maddesindeki istisnai durum gerçekleşmediğinde sadece satıcı olan B marketi sorumlu olurken, ''ücretsiz onarım'' ve ''malın ayıpsız misli ile değişim'' haklarından birinin kullanılmasında üretici olan A şirketi ve satıcı olan B marketi müteselsilen sorumlu olacaktır.

KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

 
13. Hukuk Dairesi         2018/5828 E.  ,  2019/1325 K.
 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

 

Taraflar arasındaki itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.


K A R A R

Davacı şirket vekili, davalı tüketicinin satın aldığı ... marka cep telefonunun, yerleştirilen sim kartı tanımadığı gerekçesi ile seçimlik haklarından onarım hakkını kullanıp netice alamaması üzerine müracaat ettiği Tüketici Hakem Heyetince ürün bedelinin davalı tüketiciye iadesine karar verildiğini, müvekkil şirketin ithalatçı konumunda olup ürün bedelinin iadesine ilişkin seçimlik hakkın satıcıya yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek; Karaman İl Tüketici Hakem Heyeti'nin 13.02.2017 tarihi 47 sayılı kararının itirazen incelenerek, iptaline karar verilmesini istemiştir.

Davalı tüketici, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, sim kart okuma hatasının kullanıcıdan kaynaklanan bir sorun olmadığı, ürünün ayıplı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; miktar itibariyle kesin olan hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, ayıp nedeniyle onarım hakkının kullanılmasını müteakip, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması ya da tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde, sözleşmeden dönme seçimlik hakkının ithalatçı firmaya yönetilip yöneltilemeyeğine ilişkindir. 6502 Sayılı Tüketici'nin Korunması Hakkındaki Kanun'un 11/1. maddesinde, tüketicinin malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde kullanabileceği seçimlik hakları sıralanmış ve tüketicinin bu seçimlik haklarından birini kullanabileceği, satıcının ise tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir. 11/2. maddesinde ise; "Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur." denilerek üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilecek seçimlik haklar gösterilmiştir. Ancak TKHK'nın 11/2. maddesinin aynı Kanun'un 56.maddesiyle birlikte değerlendirilmesi gerekir. TKHK'nın 56/3.maddesinde; "Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hâllerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur." denilmekte ve onarım hakkını kullanan tüketicinin diğer seçimlik haklarından üretici ve ithalatçının da sorumlu olacağı durumlar düzenlenmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 60. maddesi "Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir." düzenlenemesini içermekte olup, tüm bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında, somut olaya bakıldığında, onarım hakkının kullanılmasını müteakip, malın garanti süresi içerisinde tekrar arızalanması durumunda, tüketici, TKHK'nın 11. maddesinde belirtilen seçimlik hakların yanı sıra, TBK 60. maddesi düzenlemesi de gözetildiğinde, tüketici lehine olduğundan TKHK'nın 56. maddesi kapsamında zorunlu garanti belgesine dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin diğer seçimlik hakları da talep edebilir. Başka bir ifadeyle, tüketici, tamire rağmen bozulan ürünün bedelini satıcı, üretici ve ithalatçıdan müteselsilen talep edebilir. Hal böyle olunca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekmiştir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın KANUN YARARINA BOZMA TALEBİNİN REDDİNE, 06/02/2019 oybirliğiyle karar verildi.''

 


arabaların tamir edildiği ve araba vinçlerinin olduğu bir tamirhane fotoğrafı

 
''3. Hukuk Dairesi         2022/237 E.  ,  2022/2647 K.''
 

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE

MAHKEMESİ : BOLU 1. ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tüketicinin korunması hakkında kaynaklanan davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı ...'e, velayeten açılan davada onun adına 4760 sayılı ÖTV Kanunun 7. maddesinin 2/a bendi kapsamında vergiden müstesna olmak üzere 26/02/2015 tarihinde 14 AS 664 plakalı ve Volkswagen Passat 1.6 TDI BMT 120 PS Comportline marka 2015 model aracı satın aldığını, aracın trafiğe ilk çıkış tarihi olan 26/02/2015 tarihinden 18 gün sonra 16/03/2015 tarihinde trafikte seyir halinde iken birden kontrol panelinde yer alan ikaz lambalarının nerdeyse tamamının yandığı ve aracın direksiyonunun kilitlendiğini, arızanın yetkili servise bildirildiği ve onarıldığını, daha sonra 16/12/2015, 22/01/2016 ve 13/02/2016 tarihlerinde aracın EPC uyarısı verdiğini, arızadan davalıların haberdar edildiğini, 16/12/2015 ve 22/01/2016 tarihlerinde Düzce ilinde bulunan dava dışı yetkili servis ...., Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'de kontrolünün yapılarak aracın kendisine teslim edildiğini, 13/02/2016 tarihinde aynı şekilde arızalanan aracın yetkili servise teslim edildiğini, araç serviste iken davalılara Bolu 6. noterliğinin 24/02/2016 tarih ve 2392 yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin talep edildiğini ve ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiğini, davalıların aracı değiştirmediği ve ihtara cevap vermediklerini belirterek ayıplı otomobilin ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.

İlk derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş; kararın davalılar vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'nin 2021/918 E. 2021/1056 K. sayılı kararı ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, bu kez davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

Dava; ayıplı malın misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, "davacının 26/02/2015 tarihinde satın aldığı aracını, sonradan oluşan turbo hattında meydana gelen arıza nedeniyle 16/12/2015 ile 10/01/2017 tarihlerinde servise götürdüğü ve davalı tarafından ücretsiz onarımının yapıldığı, bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere aracın sık sık servise gittiği, muadili araçlarla kıyaslandığında dava konusu araçtan beklenen faydanın sağlanamadığı, bu arızanın üretimden kaynaklı bir arıza mahiyetinde olduğu, aracın bu arızası dışında da pek çok kez servise götürüldüğü, her ne kadar bu ayıp daha sonra onarılarak giderilmişse de davacının güvenli sürüş için tercih ettiği araçtan beklediği faydanın gerçekleşmediği anlaşılmakla, aracın ithalatçısının da aracın ayıbından sorumlu olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu aracın misliyle değişimine karar verilmiştir. Davalılar vekillerinin kararı istinaf etmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de aynı gerekçe ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Davacının dava konusu aracı satın alma tarihi olan 26/02/2015 tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunu'nun 8. maddesinde; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.", 9. maddesinde; "Satıcı, malı satış sözleşmesine uygun olarak tüketiciye teslim etmekle yükümlüdür.", 10. maddesinde; "Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz.", Tüketicinin seçimlik haklarının düzenlendiği 11. maddesinde; "Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği taktirde sorumlu tutulmaz. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz. Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici; sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." hükümleri bulunmaktadır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre somut uyuşmazlığın değerlendirilmesinde; davacı tüketici, aracının birden çok defa arızalandığını, serviste tamir edildiğini, ancak sonradan tekrar arıza yaptığından bahisle aracın misliyle değişimini veya bedel iadesini talep etmektedir.

Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Öğretide ve uygulamada da kabul edildiği üzere tüketicinin seçimlik haklarını tek yanlı ve varması gereken bir irade açıklamasıyla kullanması gerekmektedir. Tüketici bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olur ve artık tercihini değiştiremez. Çünkü, satıcı kayıtsız şartsız, bildirilen tercihi yerine getirmek zorundadır. Bu nedenle tüketicinin seçim hakkı, bir kez kullanılmakla sona ermekte ve onun yerine tercih ettiği hak geçmektedir. Bu özelliği nedeniyle, tüketicinin seçimlik hakkının yenilik doğrucu (inşai) haklardan olduğunu söyleyebiliriz.

Yine 6502 sayılı yasanın 56/3. maddesinde, “Tüketici bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen seçimlik haklarından onarım hakkını kullanmışsa, malın garanti süresi içinde tekrar arızalanması veya tamiri için gereken azami sürenin aşılması veya tamirinin mümkün bulunmadığının anlaşılması hallerinde 11 inci maddede yer alan diğer seçimlik haklarını kullanabilir. Satıcı tüketicinin talebini reddedemez. Bu talebin yerine getirilmemesi durumunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur.” hükümlerine amirdir. Aynı şekilde 13.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren Garanti Belgesi Yönetmeliği'nin 9. maddesi de aynı hükümlere amirdir.

Açıklanan yasal hükümler değerlendirildiğinde; dava konusu somut olaya bakıldığında; davacı 6502 sayılı kanun'un 11. maddesine göre onarım hakkını kullanıp seçimlik hakkını bu şekilde tükettiğine ve onarılan araçta halen devam eden bir arıza bulunmadığına göre sonradan aracın misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesine yönelik bir diğer seçimlik hakkını kullanamaz. Bu kuralın tek istisnası yukarıda da belirtildiği gibi araçta halen devam eden bir arızanın bulunması halidir. Çünkü bu halde her ne kadar davacı seçimlik hakkını onarımdan yana kullanmış ise de araçta arıza devam ettiğinde bu haktan fayda görmediği anlaşılacaktır. Mahkemece aldırılan bilirkişi kök ve ek raporlarında, keza mahkeme kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere, araçta devam eden bir arızanın bulunmadığı bildirilmiştir.

O halde, araçta devam eden bir arıza bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.


SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

YAZAR:

Av. Cihan BOLAT

İletişim: 0542 201 73 60

 

 

 

 

 

 

Commentaires


bottom of page